29 Nisan 2009 Çarşamba

misvak ve faydaları




Diş macunları ileri derecede bazik olduğundan ağız içi dengeyi bozar. Ancak bu nebati fırçanın (misvak) aktif kısmı haftada bir değiştirilerek yeni bir fırça kullanma avantajını sağlar. Misvakta ise yüksek konsantrasyonlarda asit veya bazik tabiatta maddeler yoktur.

Ege Üniversitesinde yapılan bir araştırmada liflerinde baklava dilimi şeklinde anizotrop basit prizmatik bitki kristallerinin olduğu anlaşılmıştır. Bunun ise mekanik temizliğe tesiri büyüktür.

“Misvak kullanınız!”

Peygamber Efendimiz (s.a.v.)buyuruyorlar ki:

“Misvak kullanınız! Zira misvak ağzı ve dişleri temizler, Cenâb-ı Hakk’ı râzı eder. Cebrâil (a.s.) her gelişinde bana misvak kullanmayı tavsiye etti… O kadar ki, bana ve ümmetime farz kılınacak diye korktum…” (1)

Misvak; “Erak” denilen ve çalıya benzeyen, dalları ve yaprakları çok, yumuşak ve hoş kokulu bir ağaçtır. Dallarından ve köklerinden misvak çubuğu yapılır. Güney Arabistan, Afrika ve Hindistan gibi sıcak memleketlerde yetişir.
***

Kullanma şekline gelince…

Misvak çubuğunun kabuk kısmı soyulur, lif kısmı temizlenir ve bir miktar su içine bırakarak bir müddet bekletilerek yumuşatılır. Lifler hâline geldikten sonra kullanılır. Hadîs-i şerifte, “Su içtiğinizde yavaş yavaş içiniz! Misvak kullandığınız zaman ise, aşağıdan yukarıya doğru kullanınız.” (2) buyurulmuştur.

Misvak kullanmada orta yol takip edilmelidir. Zaten hadis-i şerifte buyurulduğu gibi, “İşlerin hayırlı olanı, orta halli olanıdır”.

Eğer misvak aşırı derecede kullanılırsa;

- Çoğu dişlerin parlaklığını ve güzelliğini giderir.

- Mideden yükselen buharların ve kirlerin oralarda yerleşmesine zemin hazırlar.

- Eğer normal olarak kullanılırsa, dişleri parlatır, diş köklerini kuvvetlendirir, balgamı keser, mideyi düzenleyip hazma yardım eder, sesi güzelleştirir, konuşmayı kolaylaştırır.

- Okumak, zikir yapmak ve namaz kılmak için zindelik verir, uykuyu giderir. Ve nihayet;

- Allah Tâlâ’yı râzı kılar, melekleri-rûhânîleri hoşnut eder, yapılan ibâdetlerin ecrini artırır.
***

Misvakla alakalı hadîs-i şerifler umum ifade ettiği için, hem oruçlu ve hem de oruçlu olmayan kimselerin kullanması müstehaptır.

Misvak kullanmanın belli bir zamanı yoktur. Fakat yemeklerden sonra, uykudan önce, uyandıktan sonra ağız kokusunu gidermek için, abdest alırken, Kur’an okuyacağı zaman ve namaza başlamadan önce kullanılması münasip olur.
***

Misvakla alâlakalı diğer bazı hadîs-i şerifler de şöyledir:

“Câfer bin Ebî Tâlib (r.a.) demiştir ki; ashaptan bir cemaat, Resûl-i Ekrem’in (s.a.v.) yanına gelmişlerdi. Onlara hitâben, “Bana ne oluyor ki, sizleri dişleri sararmış ve ağızları kokuyor olarak görüyorum. Misvak kullanınız! Eğer ümmetime güç geleceğinden korkmasaydım, her namazda (abdest alırken) misvak kullanmalarını emrederdim.”(3) buyurdu.

“Dört şey peygamberlerin müştrek/ortak sünnetlerindendir:

1. Utanma duygusu,

2. Güzel koku sürünmek,

3. Misvak kullanmak,

4. Evlenmek.” (4)

“Mİsvak kullanılarak (alınan abdestle) kılınan namaz, misvaksız olarak kılınan namazdan yetmiş derece daha üstündür.” (5)

17 Nisan 2009 Cuma

Peygamber Efendimiz (SAV) ve İnce Zekası


Kutlu Doğum Haftasındayız.Belki de bu hafta hiç çalışmadığımız kadar çalışmalıyız O'nu tanıtmak için,O'nun gül kokusunu yaymak için...

Günümüzde Peygamber Efendimiz (sav)'i tanımayan insanlar o kadar çok ki.Ve bunu fırast bilip tanımayanları kandıranlar...Bu güne kadar bir çok insan Efendimiz (sav)'i sadece dinini yayan hataları düzelten sadece işiyle ilgilenen biri olarak gördüler.Oysa ki unuttuğumuz nokta belki de O'nun da bir insan olduğuydu.

Efendimiz (sav) hepimizden daha çok insandı.O'nun da sosyal hayatı vardı.Mesela Efendimiz'iz (sav) çok şakacı bir insan olduğunu çoğu kimse bilmez.O şakasını da yapar ama insanlara olması gerek ölçüyü de tüm güzelliğiyle anlatırdı,hal diliyle...Bakınız sadece kısacık bir menkıbe:

Bir gün Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve Hz. Ebu Bekir (r.a) bir hurma ağacının dibinde karşılıklı oturmuş hurma yiyorlarmış.Hz. Ebu Bekir şaka olsun diye yediği hurmaların çekirdeklerini çaktırmadan Efendimiz'in önüne biriktiriyormuş.Hurmalar bitince Hz. Ebu Bekir (r.a.) Efendimiz'e;" Ya Allah'ın Resulu, ne kadar acıkmışsın öyle.Baksana önünde ne kadar çok hurma çekirdeği birikmiş!" deyince Efendimiz (s.a.v.) gülümsemiş ve o büyük zekasıyla cevap vermiş arkadaşı ve kayın pederi olan Hz. Ebu Bekir'e; "Ya Ebubekir,sen benden daha çok açmışsın ki hurmaları çekirdekleriyle beraber yemişsin.Baksana senin önünde hiç çekirdek yok.." diye karşılık vermiş...

O'nun gül ikliminden istifade etmek duasıyla...

Template by:
Free Blog Templates